Merhaba, ben Kti-cic. Bana mozaiklerde, cömertlik ve bağışın simgesi olarak hayat verildi. Adım “cömert bağış” ya da “vakıf” anlamına geliyor; varlığım, yapıyı korumak ve buraya bereket getirmek amacıyla betimlenmiş. Ben bir koruyucu tanrıçayım; burada, insanların güvenle yaşadığı bu askeri kışla binasını gözlerimle koruyorum.
Mozaikte gövdemin üst kısmı cepheden görülüyor. Başımda değerli taşlarla süslenmiş bir taç taşıyorum; bu taç, ihtişamımın ve görevimin bir göstergesi. Alnımın hemen üstünden ikiye ayrılan kızıl saçlarım dalga dalga yanlara dökülüyor ve yüzümü yumuşak bir çerçeve içine alıyor. Ense hizamda küt bir kesimle biten bu saçlar, zarafetime zarafet katıyor. Oval yüzüm ve ince, zarif boynum ise yumuşak, tebessüm eden ifademi destekliyor. Gözlerimde biraz yukarıya doğru bir bakış var; bu bakış, aynı anda hem içsel bir bilgelik hem de koruyuculuğumun gücünü yansıtıyor.
Başımın iki yanında adımın Latince harflerle yazıldığını görebilirsiniz: “KTI-CIC.” Sağ omzum, çıplak bir şekilde açıkta. Bu, elbisemin zarif ama güçlü çizgilerini daha belirgin hale getiriyor. Sağ elimde ise göğsümün üzerinde tuttuğum sarı renkte tasvir edilmiş bir uzunluk ölçü aleti var. Bu alet, Roma kültürüne özgü bir simge; yalnızca cömertliğimi değil, aynı zamanda doğru ölçüm yapma ve adaleti simgeliyor.
Ben ve benim gibi Kti-cic figürleri, Helenistik Çağ’dan Roma ve Erken Bizans dönemlerine kadar, geniş bir coğrafyada ve farklı yapılarda yer aldık. Afrika’dan Akdeniz’e, Kıbrıs’tan Anadolu’ya kadar pek çok resmi ve idari yapıda, hamamlarda, kiliselerde ve diğer kutsal mekanlarda ben ve benim gibi figürler farklı formlarda tasvir edildik. Bizim varlığımız, bulunduğumuz yapıya koruyucu bir ruh katarken, aynı zamanda iyi dileklerin bir ifadesi olarak, bu topraklara huzur ve bereket getirmeyi amaçlıyor.
Burada, bu madalyonun içinde her zaman var olacağım; cömertliği ve koruyuculuğu temsil ederek bu yapıyı, onu ziyaret edenleri ve burada yaşayanları gözlemleyecek ve koruyacağım.